2 Şubat 2015 Pazartesi

GERİ DÖNÜŞ

UZUN OLDU AYRILIK

Herkese Merhabaaaaa;

Öncelikle herkesten özür diliyorum. Çok uzun zaman oldu. Herkesi, tüm blog dünyasındaki arkadaşlarımı özledim. Utanıyorum. Çünkü tembellik ettim. 

Aslında bu biraz acımasız bir eleştiri oldu. Çünkü tembellik yapmadım. Sadece ruh halim yazmama engel oldu. Hiçbir şey yapmak istemedim. Yazmaya ve anlatmaya dair tabii. Sadece okumak istedim. Okudum da. Bu arada okuduğum kitapları da daha sonra paylaşacağım. Bu sadece özür ve kavuşma yazısı olsun. 

Biraz da hep iyi işler yapmak istemem tüm bunlara neden olabilir. Yazdığım yazıların çoğu beni tatmin etmedi. İyi yazılar yazıp, paylaşımlar yapabilmek için çok zaman ayırmam gerekiyordu. Bu kadar zaman da veremedim. Bazı blog sahipleri gibi girip iki satır yazıp, blogumun güncelliğini korumak da işime gelmedi. Yeterli gelmedi. Böyle yazacaksam hiç yazmam dedim. Geniş bir zaman, geniş bir zaman dedikçe ertelendi ertelendi ertelendi... Ama bundan da mutlu olmadım. Yazacak, paylaşacak çok şey birikti. Neyse uzatmayayım. Buradayım. Birikmiş kelimelerim, cümlelerim akmaya hazır tutamıyorum...

Güzel paylaşımlarda buluşmak üzere... 

Sevgiyle ve dostlukla kalın:))


13 Kasım 2014 Perşembe

BUGÜN BENİM DOĞUM GÜNÜM

DOĞUM GÜNÜM




Bundan 44 yıl önce gece 01:00 civarı Neckarsulm/Almanya'da dünyaya gözlerini bu kadar güzel ve sevgi dolu bir ailede açmışım. İyi de yapmışım :) (Sanki herkes istediği ailede doğuyor da :)))

Neyse, şanslıyım ama. Bunu diyorum. Başka da bir şey demiyorum.

O günün şartlarında çalışan bir annenin 4. çocuğu olmak zor olmuş biraz. Ama ben çok da hissetmedim. Çünkü aramızda 15 yaş fark olan ablam, annem kadar sevgi ve ihtimam gösterdi bana. Sanki iki annem var gibiydi. İlk zamanlar ayırdedemiyordum sevgilerini. Sonra ablam evlenip kendi çocukları olunca ben de kendi annemin farkını anlayabildim. Tuhaf gelebilir size. Ama benim gerçeğim buydu. Ben de bu durumdan çok mutluydum. Hepsinin son derece yüce sevgi ve ilgileriyle büyüdüm. Diğer bazı ailelerde olan kardeş kıskançlıklarını hiç yaşamadım. Bana hep güvendiler, hep desteklediler. Ailemde sevgi, güven, dürüstlük, sadakat, şeffaflık ve adalet hakimdi. Tüm bu kavramların içini dolu dolu, yaşayarak öğrendim hayatı. Ama dışarıdaki hayat hiç bu kadar saf ve temiz değilmiş. Herkes gibi ben de yaşayarak deneyimledim. Kimi acı, kimi tatlı, kimi zaman şaşkınlıkla yada hayal kırıklığıyla. Ama temelimde var olan sevgiden aldığım güç sarsılsam da yıkılmamamı sağladı.

Bu güzel tablodan babamızı kaybettik. Yola onsuz devam ediyoruz. Çok zor onsuz yol almak. Ama hayat işte, istesen de istemesen de için kanaya kanaya, burnunun direği sızlaya sızlaya, kanadı kırık uçmaya devam ediyorsunuz. 


Onlara sahip olduğum için şükrediyorum.

Biraz nostalji;


    

             

         


  
Şimdi onlardan öğrendiğim tüm doğruları, bana yaşattıkları güzellikleri kendi çocuklarıma yaşatabilmenin çabası içerisindeyim. Dileğim, tüm çocukların bu kadar şanslı olabilmesi :))

Sevgiyle ve dostlukla kalın...

12 Kasım 2014 Çarşamba

PANİK

BLOGUMA KAVUŞTUM


Arkadaşlar; 

Birkaç gündür bir panik yaşadım. Anlatamam. Güzel şeyler yapayım, iletişim yollarını arttırayım derken, yanlış bir şey yaptım ve bu sebeple günlerdir sizinle hiç bir paylaşımda bulunamadım. 

Şöyle ki;

Canım Arkadaşım, tavsiyesini dikkate alarak blog açtığım, desteği ve önerileriyle blogumu bugünkü haline getirebildiğim Sertaç'çığımın "Filiz'ciğim bloguna iletişim formu koymalısın. Okuyucularınla iletişim yollarını arttır. Bu seninle direk iletişim kurmak isteyenlere alternatif bir yol olur" önerisi üzerine sayfama iletişim formu eklemenin yollarını aradım Google'da. Bununla ilgili birçok anlatım vardı. Bir tanesini seçip aynısını uyguladım. Başarılı bir şekilde iletişim formunu bloguma ekleyebildim. Ama kayıtlarıma girip, bir düzeltme yapmak istediğimde sayfamdaki yazıları kodlar halinde gördüm. Şablonlara girip yeni bir düzenleme yapmış olduğum için, yanlışlıkla bir yerleri bozduğumu düşünüp panikledim. 

Eyvah ben şimdi bunu nasıl düzelteceğim? Kodlardan bir şeyleri sildim. Bir şeyler kopyalayıp yapıştırdım. Şimdi ben nereyi, nasıl düzelteceğim? dedim. Ama nafile. Bu işlemi yapmak için yardım aldığım blogun yazarına mesajlar yazıp, yardım istedim. Google'da araştırdım. Ama hiçbir sonuca ulaşamadım. Çaresizce kafamda çözüm üretmeye çalıştım, ama hiçbir şey yapamadım. Kendi kendime de "Bunu birisi çözecek ve sorun o kadar basit bir şey olacak ki, "Bu muymuş deyip, sorunun çözüldüğüne sevinirken diğer taraftan da utanacağım galiba"  dedim. 

Aynen öyle oldu. Sorunun çözülmesini yine Sertaç'ım sağladı. Konuyu bilen arkadaşlarının yardımını aldı benim için. Sağolsun. Telefon açtı bana ve dedi ki "Filiz'im bir sorun yokmuş ki, sadece sen Kayıtlarda yayınlarına girdiğinde Oluştur yerine HTML'yi seçmişsin" :((




İnanamıyorum. Aslında ben bunu biliyorum. Ama nasıl düşünemedim? Karıştırırken görmüştüm, oraya basınca sayfanın kodlar haline dönüştüğünü. Ama ben korka korka tarif üzerine blogumun kodlarını silip, başka kodlar yapıştırdığım için, bunu yaparken de dualar edip "inşallah yanlış bir şey yapmam, bir şey yapayım derken başka bir şeyi telafisi olmayacak şekilde bozmam" korkusuyla yaptığım için, hemen yaptığım işlemle alakalandırıp, başka bir ihtimal düşünemedim. Durum, tamamen "korktuğum başıma geldi" koşullanması. 

Şunu bir kez daha anladım ki, kötü bir şey olduğunda, bekleyip sakince düşünmekte fayda var. Ayrıca bir sorunla karşılaştığımızda tek bir şeye saplanıp kalmamalı, her açıdan değerlendirip, farklı sebeplerinin olabileceğini de düşünmeliyiz. 

Desteğin için bir kez daha teşekkür ederim Sertaç'ım :)) 

Sevgiyle ve dostlukla kalın...